baslikyeni.jpg

 

Anayasanın 169, 170, 171. maddeleri ve yapılan yasal düzenlemeler ile ormanların, orman köylüsünün korunması ve kooperatif örgütlenmenin desteklenmesi öngörülmüştür.

Bu mevzuatlar doğrultusunda o günden bu güne yaklaşık üç bin civarında kooperatif kuruluşu gerçekleşmiş, orman idaresi ile yapılan müşterek çalışmalarla kooperatifler orman üretiminde önemli rol oynamıştır.

Kooperatiflerin üretimde idarenin işini kolaylaştırmasının yanında, farklı proje ve etkinliklerle ve Orköy tarafından hazırlanan kalkınma planları doğrultusunda orman köylüsü ve kooperatifleri desteklenmiş, sağlanan diğer kredi olanakları ile de yerel kalkınmaya ciddi anlamda katkı sağlanmıştır.

Kooperatiflere yasal çerçevede sağlanan bir hak olarak, kendi üretiminden verilmekte olan % 25 emval hakları, bazı bölgelerimizde ahşap sanayisinin oluşmasında ve gelişmesinde çok önemli rol oynamıştır.

Halen ülkemizdeki orman üretiminin yaklaşık % 60’ı da kooperatiflerimiz tarafından gerçekleştirilmektedir.

Sapmalar

Yapılan bu anayasal ve yasal olumlu düzenlemelere rağmen, geldiğimiz noktada bu hedeflerde ciddi sapmalar olduğunu, yapılan uygulamaların sosyo ekonomik sorunlara neden olduğu ve sorunlarında giderek büyüdüğü görülmektedir.

Orman alanlarımız, hiç şüphesiz Ülkemizin hem yer altı hem de yer üstü değerleri ve akarsu kaynaklarının önemi bakımından çok değerlidir. Ancak ormanlarımıza sadece ekonomik bir değer olarak bakmak da son derece yanlıştır. 

Ormanlarımızın gençleştirilmesi, bakımı, yeni orman alanlarının kazandırılması için yapılan çalışmalar ve üretim önemlidir. Ancak tüm bu çalışmalar yapılırken orman alanlarındaki demografik yapı göz ardı edilmemelidir. Alanda yaşayan insanların genelde geçim kaynaklarının son derece sınırlı olduğu, göç vererek çarpık kentleşmeye ve istihdam sorununa neden olduğu, yerel kalkınmadaki öneminin pek dikkate alınmadığı görülmektedir.

Son yıllarda yasa yapıcıların ve uygulayıcıların ormanlara ve orman köylüsüne bakış açısının değiştiğini, özel sektörcü bir yaklaşım sergilendiği, üretimin ve üreticinin giderek itibarsızlaştırıldığını görüyoruz.

İşletmelerde karlılık ve bilanço değerleri ön plana çıkmış, ormanların korunması geliştirilmesi ve çevresel değerleri geri planlarda kalmıştır. Orköy, teşkilat içerisinde küçük bir birim haline getirilmiş, planlı kalkınmadan vazgeçilmiş,  zaman zaman uygulamaya konulan palyatif tedbirler de sorunların çözümüne anlamlı bir katkı sağlamamaktadır.

Vahidi Fiyat

Orman üretiminde yıllardan bu tarafa vahidi fiyat modeli uygulanmaktadır. Bu modelde üretim fiyatları Orman Genel Müdürlüğünce tek taraflı olarak belirlenmektedir. Belirlenen fiyatların Türkiye ekonomisindeki gerçeklerle örtüşmemesi nedeniyle mağduriyete neden olunmaktadır.

Fiyatlarla ilgili olarak, üretim yapan orman köylüsünün ciddi şikâyetleri vardır. Fiyatların zaten yetersiz olmasının yanında, fiyatın belirlenmesi ile ilgili olarak son günlerde yapılan yeni bazı düzenlemeler ile fiyat dengesi daha da çok bozulmuştur.

Bu konuda daha gerçekçi bir fiyat politikasının uygulanması kaçınılmazdır. Birim fiyatların özellikle düşük tutularak dikili satışın cazip hale getirilmeye çalışılması da doğru bir yaklaşım değildir.

Üretim birim fiyatları tespit edilirken, maliyet analizlerinin gerçekçi bir şekilde yapılması, akaryakıt ve diğer girdilere gelen zamların birim fiyatlara zamanında yansıtılması, bölgesel olarak alternatif gelir kaynakları dikkate alınarak, fiyatlandırma kriterlerinin ona göre düzenlenmesi ve üretimin sürdürülebilir hale getirilmesi kaçınılmaz olarak görülmektedir.

Dikili Satış Uygulamaları

Son yıllarda yasal alt yapısı hazırlanmaya çalışılarak uygulanmaya konulan dikili satış modeli, orman üretiminin özelleştirilmesi anlamını taşımaktadır. Maalesef bu uygulamada orman köylüsüne ve kooperatiflerine yer yoktur.

Çevresel değerlerimizin zarar görmesinin yanında, dikili satış yolu ile yapılan üretimin kontrolü ve denetimi yeterince yapılamadığından şaibeli üretimin söz konusu olabildiği, yasal olmayan birçok uygulamaya zemin hazırladığı herkes tarafından bilinmektedir.

 Üretim ve istihdam temelli kalkınmanın öneminin vurgulandığı günümüzde, ormanlarımızın yerel ekonomiye katkıları ve yarattığı istihdam unutulmamalıdır.

Mevcut uygulamada kooperatifler taşeronlaştırılmıştır. Kooperatiflerin nakit ve banka mektubu temininde zorluk yaşaması nedeniyle dikili satışlar tüccarlar tarafından, özellikle kooperatifler üzerinden alınmakta, böylece kooperatiflere sigorta ve vergi mevzuatı yönünden sağlanan imkânlar ve öncelikler, tüccar tarafından kullanılmaktadır. Bu uygulama çok yaygın bir hale gelmiştir. Kooperatifler için maalesef olumsuz bir tablo oluşmaktadır.

Son zamanlarda tonaj mevzuatının uygulanması adına baskılar söz konusudur. Üretim alanlarının ciddi alt yapı sorunları varken üretime açılması yanlış bir uygulamadır. Alt yapı sorunlarının giderilmesi için yeterli kaynağın ayrılmadığı da görülmektedir.

Dikili satışın giderek artması ile orman yollarına TIR dâhil yüksek tonajlı araçların daha fazla girmeye başlamış olması, alt yapının giderek daha fazla bozulmasına neden olmaktadır.

İhaleli Satış ve Yerel Ekonomide Yarattığı Sorunlar

Orman kanununun 30. Maddesinde ihaleli satış esas alınmış,  yapılan değişiklikle 5 yıllık süreleri geçmemek üzere yıllara sâri olarak satış yapılabileceği hükme bağlanmıştır.

Uygulamaya konulacak olan yıllara sâri ihaleli satış modeli, orman köylüsünün mağduriyetinin yanında yerel ekonomilerinde ciddi zarar görmesine neden olacaktır. Yerel kalkınma dinamiklerinin en önemlilerinden birisi olan kooperatiflerin zafiyete uğraması, sorunların çözümünü de giderek zorlaştıracaktır.

Bir örnek ile açıklamak gerekirse, Kastamonu ekonomisine orman üretim işçiliğinden dolayı her yıl yaklaşık dört yüz milyon TL girmektedir. Yapılacak olan ihaleli satış ile bu bedel bir veya birkaç firmaya verilecek, dolayısıyla yerel ekonomiye intikal etmeyecektir. Bu uygulama her anlamda bölgesel olarak büyük hasara neden olacak, öğleki bazı ilçelerde ekonomi duracaktır.

Verilen göç nedeniyle orman üretimi yapan kooperatiflerde iş gücü sorunu oluştuğu bir gerçektir. Ancak değişik destekleme argümanları kullanılarak bölge şefliği veya havza bazında kooperatiflerin birleşmesi veya kurulmasının geçmişte olduğu gibi teşvik edilmesi halinde işgücü, finans, mekanizasyon, hatta sınır sorunlarının ortadan kaldırılması da mümkün olacaktır.

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

ORKOOPGIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞIOrman Ve Su İşleri Bakanlığı   

Friday the 26th. S.S. Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği © 2017 Durukan Tasarım - Free Joomla 3.5 Templates