baslikyeni.jpg

 

Dünyada ve Ülkemizde kooperatif olarak ilk ortaya çıkan kooperatif türü, tüketim kooperatifleridir. Bu gün anladığımız anlamda ilk kurulan kooperatif olarak anılan, İngiltere’deki dokuma işçilerinin kurduğu kooperatif,  bir tüketim kooperatifi olarak ortaya çıkmıştır.

Ülkemizde 1925 yılında kurulmuş bulunan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir nolu ortağı olduğu Ankara Memurlar Tüketim Kooperatifi bu alanda çok önemli bir örnektir.

Özellikle tüketim kooperatifleri, dar ve orta gelirli kesimin, her ekonomik modelde ve her siyasi konjonktürde, ihtiyaç hissettiği ve spekülatif hareketleri önleyici bir argüman, bir tedbir olarak karşımıza çıkmaktadır.

Geçmişte İlkokullarda dahi faaliyet gösteren, hatta ilkokul öğrencilerine risturn dağıtan tüketim kooperatiflerinin bu gün artık olmayışının, yeni nesillerin ekonomik ve sosyal anlayışını olumsuz yönde etkilediğini söylemek de mümkündür.

Hemen hemen tüm resmi kurumlarda var olan yardımlaşma sandıkları veya tüketim kooperatifleri artık yoktur. Tüketicinin korunması adına özellikle belediyelerin üstlendiği tanzim satışlar ve tanzim satış mağazaları da artık yoktur. Tüketici haklarının korunması ile ilgili yasada da kooperatifçiliğe her nedense yer verilmemiştir. Yaratılan bu boşluğu her sokak başında var olan büyük çapta uluslararası sermayeye ait butik AVM ler doldurmuştur.

Maliye Bakanlığı biraz daha uygun şartlarda ihtiyaçlarını karşılayabilmek amaçlı olarak, birkaç kişinin bir araya gelerek kurduğu kooperatifleri, özel sektörün gelişmesinin önünde bir engel olarak görmüştür.

Tüketim kooperatiflerinin görevinin, perakende ticaretteki satıcı rantlarını önlemek olduğu göz ardı edilmiş,  böylece butik AVM lere alabildiğine geniş bir alan açılmıştır.

Et fiyatlarının artışından tutunda, tarla market fiyat makasının bu kadar açılmasının nedeni, uygulanan ekonomik modelin spekülatif hareketlere açık olmasıdır. Tüketim kooperatifleri bu anlamda önemliyken, hatta daha işlevsel hale getirilmesi gerekirken bu kadar zafiyet içerisinde olmasına zemin hazırlanması, hem üreticimiz hem tüketicimiz açısından ciddi bir kayıp olarak nitelendirilmelidir.

Ancak son yıllarda tüketim anlayışında olumlu değişimler gözlenmektedir. Tüketici doğrudan üreticiden almayı ve üretimi desteklemeyi arzulamaktadır. Tüketici doğal ve güvenli gıda almayı istemekte, bu nedenle doğrudan üretici pazarlarından veya tüketici kooperatif marketlerinden temin etmeye özen göstermektedir. Bu Kapsamda, tüketim kooperatiflerinin giderek önem kazanmaya başlamış olması son derece sevindiricidir. Zira bu gelişim aynı zamanda üreticinin de sigortası olacaktır.

Mahalle veya site sakinlerinin, meslek mensuplarının, Üniversitelerin, kurum çalışanlarının yeniden tüketim kooperatifleri kurmaya başlaması ve bunun hızlı bir şekilde yaygınlaşması son derece önemlidir.

Yerel yönetimlerin bu oluşumları desteklemesi en azından mekân sağlaması, yerel yönetimler adına ekonomik ve sosyal sorumluluk olarak görülmelidir.

Üreticiyi üretimde tutmak, dolayısıyla üretimdeki istihdamın sürdürülebilirliğini sağlamak son derece önemlidir. Bunun içinde üretimden tüketime kadar olan zincirde üreticinin etkin bir şekilde yer alması, şeffaf ve güvenilirliği etkin kooperatif yapıların oluşturulmasının giderek kaçınılmaz hale geldiği ortadadır.

 Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Türkiye gibi büyük sermayelerden yoksun, Avrupa'nın muazzam sermaye ve sanayisi ile ulusal olmayan aracıların saldırılarına karşı, ulusal ekonomiyi korumaya zorunlu bulunan bir memlekette, kooperatiflerin kurulması kesinlikle ulusal bir ihtiyaçtır." Sözü konunun ne kadar önemli olduğunu zaten en veciz şekilde vurgulamaktadır.

Saygılarımla. 20.11.2018

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

ORKOOPGIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞIOrman Ve Su İşleri Bakanlığı   

Wednesday the 24th. S.S. Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği © 2017 Durukan Tasarım - Free Joomla 3.5 Templates