baslikyeni.jpg

Son günlerde Orman Kanununun bazı maddelerinde yapılması öngörülen değişiklikler orman köylüsünün geleceğini ciddi anlamda etkileyecektir.

Ülkemizdeki 21.500 orman köyü, bu köylerde yaşayan 7.100.000 orman köylüsü ve bunların kurduğu yaklaşık 3.000 adet orman üretimi yapan kooperatif. Halen orman üretiminin yaklaşık  % 70 ini gerçekleştiren bu yapılar ve bu yapıları oluşturanlar bir anda ters yüz.

Anayasa ile pozitif ayrımcılık yapılarak koruma altına alınmış olan orman köylüsü ve kooperatifleri bitirilmek isteniyor. Sanki bir intikam duygusunun tezahürü, nedir bu kin? nereden gelir? anlamak mümkün değil.

Kazanılmış hakların geri alınması, hangi siyasi düşünceye ve anlayışa sığar bunları da anlamak mümkün değil.

Kooperatifçilik strateji belgesi ve ormancılıkla ilgili arama konferansı sonuçlarında öngörülen hükümler ve alınan kararlar hiçe sayılacaktıysa neden bunca emek sarf edildi?

Maalesef bütün bunlara cevap arama noktasına geldik.

Son yıllarda ormancılığımıza da, ormanlarımıza da sanki farklı bakılmaya başlandı. Orman Bölge Müdürlüklerinin yıl sonu bilançolarında ki karlılık her şeyin önüne geçti. 

Orman bölge müdürlerinin ve işletme müdürlerinin başarısı bilançolarıyla ölçülür hale geldi. Genel Müdürlüğe en fazla para aktaran bölge müdürü sanki daha makbul müdür oldu.  Kısacası ormanlarımız deyince hep para aklımıza geldi. Ormanlarımıza da orman köylümüze de ticari kaygıyla yaklaşılması ve bu bakış açısı, bu gün bu noktaya gelmemize neden oldu.

Orman Kanununda yapılan değişiklik gerekçeleri de çok ilginç. Sanki bütün bu olumsuzlukların nedeni orman köylüsü gibi ilan ediliyor. Aslında Orman Genel Müdürlüğünün tevzii masraflarını görmemezlikten gelmesi yeni Orman Bölge Müdürlüklerinin açılış gerekçelerini iyi irdelemesi gerekmez mi?

Tasarı gündeme geldikten sonra yanlışlıkların düzeltilmesi yönünde OR-KOOP tarafından gerçekten ciddi bir çaba sarf edildi. Üstelik bu çaba özenle ve seviyeli bir şekilde yapılmaya gayret edildi. İlgililerin bunu özellikle dikkate alması gerektiğine inanıyorum.

Yeni tasarı ile dikili satış legal hale getirilecektir. 

Bu güne kadar dikili satışın olumlu ve olumsuz yönleri birkaç yönden dile getirildi. Halbuki bilinmelidir ki bu yöntem sadece orman köylüsünü ve onların kooperatiflerini ilgilendirmemektedir.

En çok etkilenecek sektörlerden birisi lif yonga sanayidir. Bu güne kadar devletten neredeyse istediği fiyata istediği kadar tahsisen hammadde alan sanayici bundan böyle dikili alan tüccardan hammaddesini temin etmek zorunda kalacaktır. Devletin sübvansiyonu ortadan kalkacaktır. Aslında sanayici bunun farkındadır. Orman köylüsü kadar sanayici de bizimdir. Bu ülkeye hizmet vermekte ve katma değer yaratmaktadır.

Ormanlar, özellikle belli bölgelerde o yörelerin ekonomisinde son derece önemlidir. İhale ile dikili satış gündeme geldiğinde ulusal ve uluslararası firmaların bu ihalelere katılması kaçınılmazdır. Kendi iş ve makine gücü ile ürettiği ürünü kendi araçları ile nakletmesi de kaçınılmaz olacaktır. Özellikle Karadeniz bölgesinde başka alternatif geliri olmayan yöre esnafından tüccarına nakliyecisine kadar o yörenin insanı ve ekonomisi olumsuz yönde etkilenmeyecek midir?  

Sinop Çangal ormanlarında bu olguyu yıllarca önce yaşamadık mı? 

Üstelik bu yasa tasarısının bilimsel, sosyolojik ve politik bir zemine oturtulduğunu söyleyebilmek mümkün olmadığı gibi hangi zeminde tartışılarak böyle bir tasarıya ihtiyaç olduğu ortaya çıktı, bunu da anlamak mümkün değil. 

Bir taraftan Gezi parkındaki 15 ağaç için mücadele ederken diğer taraftan ormanlarımızın geleceğindeki olumsuzlukları da kamu oyu ile paylaşmak bu gün daha fazla önem arz etmektedir.

Saygılarımla. 

 

EROL AKAR

30.06.2013

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

ORKOOPGIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞIOrman Ve Su İşleri Bakanlığı   

Friday the 19th. S.S. Kastamonu Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği © 2017 Durukan Tasarım - Free Joomla 3.5 Templates